Theta Healing: 14- Rüyalar Rüyalar…

Az daha bahsetmiyordum, hatta az daha bahsetmesem mi dedim. Sonra yaz, sesi içimde baskın çıktı. Theta eğitmenliği için başvurduğum ama henüz de durumun kesinleşmediği zaman bir rüya gördüm. Bu rüya, çok değişikti. Bazen bazı rüyalarımı 3. boyutta görmediğimi, aslında onun farklı bir boyuta göz kırptığım bir deneyim olduğunu biliyorum. Genelde bu rüyalarda hep aynı cümleyi kuruyorum. “Benim gözlerim böyle görmüyordu şu ana dek, mesela gökyüzü ufuk çizgisi önceden düzdü, böyle boyutlu değil.” Bu da tam anlamıyla öyle bir rüyaydı. Anlatıyorum 🙂 Rüyamda, eşimle bir sokaktayız hatta sanırım bir durakta karşı karşıya konuşuyoruz. O bana bakıyor. Bense, arkasında uzanan şehre. Şehir binalarla dolu. Uzakta dağlar var. Masmavi ve devasa bir gökyüzü var. Biz neden o duraktayız, ne yapıyoruz bilemiyorum. Birden gökyüzünde kocaman bir Ufo beliriyor. Sesim çıkmıyor, dilimi yutmuş gibiyim ve yüzüm olağandışı bir şaşkınlık içinde. Eşimse, bıkmadan bir konu hakkında konuşuyor ve bendeki değişimi fark etmiyor. Ben elimi çılgınca sallayarak bak oraya bak ne olur diyorum sadece. Ve o bakana dek Ufo gidiyor. Ama gidişini unutmam mümkün değil. Gökyüzünde bir noktaya kadar gelip orada asılı kaldıktan sonra, aşağıya bir enerji gönderiyor ve 3 katlı bir evi kendine doğru çekiyor. Ev adeta bir balon gibi dümdüz hareket ederek ufo ile sürükleniyor ve gidiyor. Kayboluyorlar. Sonunda eşim baktığında sadece gökyüzünü görüyor. Sinirleniyorum ve ona bütün dünyanın görmesi gerektiği bir şeyi dünyada sadece ben gördüm, neden kimse bakmadı, bunu görmeniz lazımdı, diyorum. İçime birden korku düşüyor. Kişisel olarak uzaylılara inanmakla birlikte, onların kötü niyetli olacaklarını hiç düşünmemiştim tüm Hollywood yapımlarına rağmen ama rüyamda demek ki böyle, demek ki benim gibileri tehdit olarak görüp götürüyorlar, diyorum. Sonra, kendimi İzmir’de buluyorum. İzmir’deki evimize arkadaşım Pelin gelmiş. Pelin’e gördüğümü anlatıp inanır mısın kimse fark etmedi, çıldıracağım, diyorum. Bu rüyayı birkaç farklı şekilde yorumladım. Hatta Instagram’da paylaşmıştım ve birçok değişik yorum da gelmişti. Rüyadan birkaç hafta sonra da tam olarak şu oldu. Eşim yeni bir iş teklifi aldı. Bu işten de bir ara bahsedebilirim hatta size. Ve biz oturduğumuz semte onun mevcut işine yakın diye taşınmıştık. Kabul etmeyi düşündüğü yeni iş ise evimize kilometrelerce uzak bir yerdeydi. Bunun anlamı, kabul ederse her gün 4-5 saat arası trafik sorunu yaşayacağıydı ve taşınmamız gerektiğiydi. Evden ayrılmak istemezdim, bu rüyayı görmeseydim. Ama iç sesim daha sabahında, bu evle ruhsal kontratın doldu Yeliz, yeni bir başlangıç yaklaşıyor, demişti bana. Hala taşınmadık bu arada. Ama rüyanın ilk mesajı eşimin işi kabul etmesiyle geldi. İkinci mesajı ise, Atina’da ulaştı bana. Gökmen bir duvarın fotoğrafını çekmişti. Akşamına, bugün çevrede dolaşırken senin rüyanı hatırlatan bir grafiti gördüm, dedi ve o fotoğrafa baktığımda gerçekten çok şaşırdım. Rüyam, bir duvara resmedilmişti! Bu arada, çok daha enteresan şeyler de oluyordu. Ağustos ayında bir gece uyumadan önce bir soru sormuştum. Aklımda iki eğitim vardı, birini (theta healing eğitmenlikleri) bu sene almaya kararlıydım ve hissediyordum alacaktım. Ama ikinci eğitim için aylarca beklemiş olmama rağmen, birden kararsızlıktaydım. O eğitim ise, 4 yıllık astroloji eğitimiydi. Rüyamda, çok yakışıklı bir adam gördüm. Bir masada karşıma oturdu, ukalalık sınırlarını zorluyordu ve astroloji hakkında konuşmaya başladık. His olarak hatırladığım, ondan hiç hoşlanmadığımdı, hatta masadan kalkıp gitmek istediğimdi ama bilgisine de saygı duyuyordum. Ve şöyle dedi: “İnsanların düşüncelerine takılma Yeliz, astroloji eğitimi almalısın, ama bu sene değil. Ya da bu sene almayı düşündüğün kişiden değil. Bekle.” Daaan… Bu değildi. Rüya rehberliğini isterken beklediğim mesaj kesinlikle bu değildi. Size ne kadar bozulduğumu anlatamam. Sonra en az 7 kez daha sordum ve bir daha rehber rüya göremedim. Hatta, sanırım ısrarcılığım nedeni ile rehber olmayan bir rüyayı dahi uyandığımda zorlukla hatırlamaya başladım. Ve hayatımda ilk kez rüyalarım sis bulutuna gömüldü. Ama tam bu süreçte, arkadaşlarımın benimle ilgili rüyaları başladı. Adana’da yaşayan ve o dönem theta healing eğitimi almayı planlayan arkadaşım Pelin, rüyasında beni bir evde gördü. Bembeyaz giysiler giyinmiş bir valiz hazırlamıştım. Huzurlu ve değişik bir rüyaydı. Ve içinde kitaplar vardı. Bir yere gidiyordum. (Atina :)) O dönem Selimiye’de olan ve rehber rüyalarını sıklıkla benim için de gören arkadaşım Pelin, (evet Pelinlerce :)) rüyasında beni görmüştü. Sabaha karşı deniz kıyısına gittikten sonra, ben vazgeçtim denize girmeyeceğim. Şimdi zamanı değil, diyordum. Rüyasında ayrıca eşim, biz deniz kıyısındayken araba ile dar sokaklarda dolaşıp duruyordu. Pelin, öncesinde ona kısa bir theta şifası uyguladığım gecede ise, bir trende yolculuk ettiğini, o trende iken, camdan kollarını çıkardığını ve ruhunun sanki bedeninden çıkıp özgürleştiğini, arkasından birinin ise “Yeliz devamlı bu halde” demesini ve trenin bir köy evinde durmasını, orada onu benim karşıladığımı anlatmıştı. Ve şöyle diyordum. “Buraya sürekli insanlar geliyor ve ben onları şifalandırıyorum.” Aynı zamanda, tam Atina öncesi bir rüyasında daha vardım. Denizden yüzerek bir adaya çıkıyordum ve üzerimde tarif edemediği giysiler vardı. Çok güçlenmiş görünüyordum. Bedenim ve duruşum, olanın ötesindeydi. Öte yandan hiç tanışmadığım Gül, beni rüyasında görmüştü. Birlikte Paris’teydik, Eiffel’in karşısındaki bir binada kalabalık içinde bize ayrıcalık tanınıyor ve asansörle yükseliyorduk. Sonra da, ben bir televizyon programına davet ediliyordum, çok tatlı ve ilham verici bir şarkı söylüyordum, konuşuyordum. Ben Atina’da iken ise, Gül rüyasında evlerini bir şifa çantasıyla birlikte ziyaret ettiğimi, annesinin dizlerine, onunsa bir sorununa iyi gelmek için girdiğimi anlatıyordu. Ve çocukluk arkadaşım Seda, rüyasında bizim eve gelmişti. İki mutfağım vardı biri yeşildi. (İki gelir kapısı diye yorumladığım. Biri pastacılık, diğeri şifanın rengi olan yeşil) Ve eve insanların geldiğini, hatta bu nedenle yataklar da olduğunu, söylüyordum rüyasında, bir kez daha şifa eviydi evim. Geri kalan rüyaları yazabilmem için mesajları tek tek okumam gerek. Aklımda netlikle kalanlar bunlar. Ama istisnasız olarak, kendi rüyalarımın gölgelendiği dönemde çevremden bana rüya akışı olmaya başladı. Hatta bir ara en az iki kişiden (çoğu hiç tanışmadığım) bana şu mesaj gelmekteydi. “Yeliz hanım, çok enteresan ama dün gece rüyamda sizi gördüm.” Genel tema ise, ya bir evdeydim ya onların evine gidiyordum ve şifaya tanık oluyorduk. Bir gün beni görürseniz şaşırmayın diye anlatıyorum 🙂 Theta eğitimlerinde, Vianna bize şöyle dedi. Benim halkla ilişkiler anlayışım yaradandır. Ondan, iyi geleceğim, şifasına tanık olabileceğim, bunun için hazır olan ve bunun değerini bilecek insanları bana yönlendirmesini isterim ve gelirler. Siz de bunu yaratın… Ve daha o anda bunun yaratımını yaptım. Samimiyetsiz reklamlarla, tanıtım çalışmalarıyla uğraşmak istemiyordum en başından beri. Herkesin gelmek istediği bir kişi olmak değildi isteğim, sadece benimle bunu deneyimlemesi gerekenlerin gelmesi, onların işaret fişeği olmak için bu yoldaydım… Gelmesi gereken hissetsin, işaretleri okusun ve gelsindi. Bu niyeti içimden söyledikten sonra olanlara inanamadım. Neredeyse, o gün akşamından şu ana dek, ama yoğunlukla ben oradayken mesajların hızına yetişemedim. Hepsi rüyalarla başlıyordu. Rüyada insanları adeta ziyaret ediyor ve onları başka bir boyuta geçmeleri konusunda vesile oluyordum. İnanılmazdı. Her okuduğum mesajla gözlerim doluyordu. Niyetimin karşılığını neşeyle kabul ediyordum! Rüya görmeyenler, hisleri ile bana ulaşıyordu. Şu anda sana yazmak için inanılmaz bir istek duydum, bana nasıl yardımcı olabilirsin? Bu şifaya nasıl tanık olabilirim ya da bunun eğitimini senden ne zaman alabilirim mesajları yağıyordu. Bir kez bile, Atina öncesinde, bu konuda çalışıyorum dememiştim. Özellikle hiç bahsetmemiştim. İnsanlar beni doğal yolla bulsun istiyordum. Ve hala aslında tam olarak bahsetmeme rağmen, bu sefer yine ulaşıyorlardı. Üstelik, sayıca artarak ve en az benim kadar inanç ve istekle. Gelecek günler ne getirecek, bilmiyorum. Ama bu bilgi akışları, hayat amacımın içinde olduğum hissini yaratıyor. Eğitimle ilgili yazarken, her şeyi başlatan rüyaların akışına değinmemek olmazdı. Benimle bu cümlelerde olanlara minnetimle…

  1. Seda diyor ki:

    Soluksuz ve heyecan icinde okudum.. Bir o kadar da çok şanslı olduğumu hissettim. ? Izmır eğitimi için sabir ve heyecanla bekliyorum ???‍♀️

    • Yeliz diyor ki:

      Rüyalarının hepsi çok derin, buradan da teşekkür ederim benimle paylaştığın için Seda’cım.
      İzmir için ben de sabırsızım. 🙂 Kutsal topraklar <3

  2. emek diyor ki:

    “Gelmesi gereken hissetsin ,isaretleri okusun ve gelsin” izmir egitiminize katilmayi cok istesemde benden hic ayrilmayan koalamla(bebegimi birakabilecegim hic kimse yok)katilmak sadece hayaldi benim icin taa ki su cumlenizi okuyana kadar..nasil umut oldu bana ❤ ve sizi atinaya gitmeden once tesadufen (artik guluyorum bu kelimeye) instagramda gordum sayfayi inceledim takip edip etmemek arasi gidip geldim neden takip edeyim ki dusunurken takip etmeye basladim benim isaretimde buymus ?

    • Yeliz diyor ki:

      Çok şaşkınım, üst üste üç yorum da İzmir eğitimi, bu bir işaret mi Allahım? 🙂
      Siz katılmaya niyet ediyorum, bunun için uygun koşullar yaratılsın diyerek bırakın 🙂 Alan açarsınız böylece. Görüyoruz ki, bir plan doğrultusunda hayat, kendisi taşları yerine koyuyor, bazen sadece azıcık zorlamamamız ve adım atmaktan, kabuk kırmaktan korkmamamız gerekiyor. 🙂

    • Yeliz diyor ki:

      Ben buldum mu bilmiyorum, sanırım buldum diyen donar ve ölür. Ama aradım ve şimdi de sanki o yolda yürüyorum hissi geliyor. 🙂
      Yol bir gün başka bir yere de çıkabilir, o zaman da kabul etmek gerek belki de.
      Dilerim, sizin de işaretleriniz belirgin ve seçimleriniz cesurca olur 🙂 Şimdiden bol şans 🙂

  3. gulden ozdikmen diyor ki:

    bu yaz ruyalarla ilgili yazilarinizi okumamla basladi sifa akmaya, guzel ama zor bir yazdı.. bırakmanın, vedalasmanın, kabuk değiştirmenin, güvenli limandan ayrılıp okyanusa açılmanın sancısını yasiyordum… bilmek istiyordum. neler olacak? sonra sizin ruyalarla ilgili yazılarınız her zamanki gibi ilham oldu bana öncesinde de rehber rütalar görüyordum fakat büyük bir cesaretle sormaya başladım “bu konuyla ilgili bilmem gereken bildirilsin, daha net bildirilsin. ?” gibi.. cevaplar gelmeye basladı fakat nereye koyacagımı bilemedim. şimdi de bilmiyorum yasarken anlam buluyor çoğu “hımm, bu şundanmış diyorum.” şimdi de hep şu hissiyat bir sey olacak cok buyuk bir degisim deprem etkili ve ben o gucu elime alacagim, odakda olacagim gibi degisik bir his.. bu his o kadar korkutucu geliyor ki yatagin altina saklanip kapiyi gozetleyen bir cocuk gibiyim adeta.. yeliz hocam sizi takip etmeye basladigim ilk gunden itibaren bana şifa oluyorsunuz, sanki her kelimeniz dönüşüme teşvik ediyor. iyi ki buldum sizi diyorum her defasında.. icimden acik acik duydugum bir ses üçüncü adınızın da “dönüştüren” olduğunuzu söylüyor bilesiniz. Ankara’dan sevgiler…
    guldeninoykusu

    • Yeliz diyor ki:

      Birlikte dönüştük, birlikte dönüşüyoruz şimdi. Bu yoruma verdiğim yanıt ya düşmemiş ya da yazamamışım ama şimdi yeniden okuyunca duygulandım çok.
      Hepsi dönüştü, hepsi dönüşüyor. Ne mutlu…

  4. Ünseli Örki diyor ki:

    Merhaba
    Yazılarınızı ilgiyle okuyorum. İyiki yazıyorsunuz.
    Ben uzun zamandır hiç rüya görmüyordum. İkinci kemoterapiden önce rüyamda annem Akşehir e gidelim dedi. Gittik. Çok kar yağdı. Yollar kapanmış. İstanbul a dönecek bir yol bulamıyoruz. Feysten yazıyorum bir yol bulabiliriz diye. Uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşım ben de Akşehir deyim bir arkadaşımın uçağı var onunla gideceğiz. Senin için de konuşurum diyor. Ona cevap vermek istemiyorum. İlkokul arkadaşım Ben 4 çeker bir jip ayarladım İzmir e gidip oradan tekne ile İstanbul a gideceğim. Gel istersen diyor. Annem kızıyor. Hasta olmaman lazım teknede ıslanır üstünü değiştiremezsin diyor. Arkadaşıma anlatıyorum. Sonra bir gece o uçağa binmek için bir boş arsaya gidiyorum. Bir taraftan arsa çok küçük uçak nasıl kalkacak diye düşünüyorum. Ama uçak aslında bir ufoymuş. altta yuvarlak bir platform var. Ufo yukarıda ve altında o platformun gireceği bir boşluk var. Üzerimizde beyaz astronot kıyafeti gibi tulunlar var. İzmir den gidecek arkadaşım da orada. Annene hak verdim ben de diyor. Ve ufo (uçak) benim liseden arkadaşım İstanbul da dişcim olan arkadaşımın ufosuymuş. Sabah uyanınca rüyanın etkisinde kalıp bir arkadaşımın uçağı var diye yazan arkadaşıma çok kızdım. Uçağın Taner e ait olduğunu niye söylemedi diye 🙂 Sonra ilkokul arkadaşım mesaj yazdı. Seni rüyamda gördüm. Böyle böyle oldu diye anlattım. Ben de üç yıl önce yumurtalığımdan kanser ameliyatı oldum. Biz şimdi seninle aynı uçaktayız. Doktor kontrolünde dedi. Ama diğer iki arkadaşım neden o rüyadaydı bilmiyorum.
    Bu da benim ufo rüyam.
    Sevgiyle kalın.

Ayfer için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir